29 Kasım 2012 Perşembe
































Claude MONET (1840-1926) Boulevard des Capucines (1873)

'' Ben işimin kölesiyim; hep imkansızın peşinden koştum... Yaşamak için çok az zamanım kaldı. Bu zamanın tümünü, mükemmele ulaşabileceğim ve beni tatmin edecek bir şey yapabilmek umuduyla resme vermeliyim.''
Monet, 1918 yılında yazdığı bir mektupta söylüyor bunları. Monet ömrünü, duyularıyla algıladığını resim yoluyla ifade etmeye adamış en büyük sanatçılardan biri. Bu eserinde olduğu gibi diğer eserlerinin çoğunda kesik ve titrek fırça darbelerini görmek mümkün.
Fansız empresyonist sanatın etkisinde kalan Monet, bu tablosunda yoğun bir günün devamında çeşitli aktiviteler yapan insanları resmetmiş. Ağaçlar boyunca dükkanlar görünüyor. İnsanlar sanki bir yerlere yetişmeye çlışıyor; iş, randevu... Soğuk ve kasvetli bir hava hakim. İnsanlar da en az bulutlar kadar soğuk. İnsanlardaki boşvermişlik havaya ağaçlara bulutlara dağılmış sanki... Monet resmederken iç dünyasının izlenimlerinden çok fazla etkilenmiştir: Güneş ışığı altında yapmayı tercih ettiği peyzaj resimlerinde aydınlığı, karısının ölümünden sonra karanlık, soğuk ve donuk renk kullanmayı tercih etmiştir.



8 Kasım 2012 Perşembe

Kaplumbağa Terbiyecisi




Kaplumbağa Terbiyecisi (1906)

Osman Hamdi Bey'in eserleri arasında Kaplumbağa Terbiyecisi' nin çok özel bir yeri olduğu aşikar.Osman Hamdi Bey' in tabloda ne anlatmak istediği her zaman tartışma konusu olmuş, tabloya birçok yorum yapılmıştır. Bu tablo özellikle ilham kaynağına dair net bilgilerin olmadığı dönemde, geri kalmış bir toplumu çağdaşlaştırmaya çalışan bir aydının yorgun halini anlatmakta. Resmedildiği zamana bakacak olursak kaplumbağaların esin kaynağının, Lale Devri' ndeki Sadabad eğlenceleri sırasında, hava karardıktan sonra sırtlarına mum dikilerek serbest bırakılan kaplumbağalar. Osmanlı döneminde birçok kurumu kurmak ve yönetmek görevini üstlenen Osman Hamdi Bey, tabloda kendini terbiyeci, iş yapış biçimlerine uyum gösteremeyen astlarını da yemeğe ulaşmaya çalışan kaplumbağalar olarak  göstermiş. Kaplumbağaları elindeki ney ve sırtındaki nakkareyi çalarak terbiye etmeye çalışan terbiyeci aslında, değişime direnen bir toplumu sanatla çağdaş seviyeye getirmeye çalışmakta. Neyi üflemeyip arkasında tutması, kaplumbağalar ile temsil edilen halkı eğitme kaygısından vazgeçişini anlatmakta.