12 Aralık 2012 Çarşamba

Picasso

                                                      

                                  



Bu yazımda size Picasso' nun sözlerini, birkaç resmini ve kendi fotoğrafını paylaşmak istedim. Picasso gördüklerini başkalarının gördüğü gibi değil, düşündüğü içinden geldiği gibi resimlemiştir. Resimlerinde geometrik şekilleri çokça kullanmış, renkleri büyük ustalıkla kullanmıştır. Eserlerinde vereceği mesajları renklerde ve kullandığı şekillerde gizlemiştir. Sözlerinden birkaçı;
-Her şeyi söylemem ama, her şeyin resmini yaparım.

 -Her çocuk bir sanatçıdır, sorun büyüdüğümüzde nasıl sanatçı kalabileceğimizdir.
 -Sanat, gerçekleri tanımamıza yardımcı olan bir yalandır.
 -Küçük bir çocukken annem bana şöyle demişti, eğer asker olursan general olacaksın, rahip olursan Papalığa yükseleceksin. Ama ben ressam oldum ve Picasso olarak kaldım.
  -Yüzün üzerinde olanı mı, içinde olanı mı, yada ardında olanı mı çizelim.
isimleri gördüğüm gibi değil, düşündüğüm gibi boyarım.
 -Herkes resmi anlamak istiyor. Neden kuşların ötüşünü anlamaya çalışmıyorlar? Gece, çiçek, kişiyi çevreleyen her şey neden anlaşılmaya çalışılmadan sevilir? Ama resme gelince anlamak istiyorlar. Sanatçının gerektiği için çalıştığını anlasınlar özellikle. Açıklamak gereğini duymadığımız ama bizi büyüleyen doğadaki bir çok şeye verilen önemden çok bir önem verilmemesi gerekir sanatçıya, çünkü o da dünyanın en küçük üyelerinden biridir. Bir tabloyu açıklamaya çalışanlar çok zaman yanlış yola saparlar. Bir süre önce Gertrude Stein neşe içinde tablomun neyi göstermek istediğini anladığını söylemişti. Stein’a göre tabloda üç müzikçi varmış. Oysa bir natürmort idi!


29 Kasım 2012 Perşembe
































Claude MONET (1840-1926) Boulevard des Capucines (1873)

'' Ben işimin kölesiyim; hep imkansızın peşinden koştum... Yaşamak için çok az zamanım kaldı. Bu zamanın tümünü, mükemmele ulaşabileceğim ve beni tatmin edecek bir şey yapabilmek umuduyla resme vermeliyim.''
Monet, 1918 yılında yazdığı bir mektupta söylüyor bunları. Monet ömrünü, duyularıyla algıladığını resim yoluyla ifade etmeye adamış en büyük sanatçılardan biri. Bu eserinde olduğu gibi diğer eserlerinin çoğunda kesik ve titrek fırça darbelerini görmek mümkün.
Fansız empresyonist sanatın etkisinde kalan Monet, bu tablosunda yoğun bir günün devamında çeşitli aktiviteler yapan insanları resmetmiş. Ağaçlar boyunca dükkanlar görünüyor. İnsanlar sanki bir yerlere yetişmeye çlışıyor; iş, randevu... Soğuk ve kasvetli bir hava hakim. İnsanlar da en az bulutlar kadar soğuk. İnsanlardaki boşvermişlik havaya ağaçlara bulutlara dağılmış sanki... Monet resmederken iç dünyasının izlenimlerinden çok fazla etkilenmiştir: Güneş ışığı altında yapmayı tercih ettiği peyzaj resimlerinde aydınlığı, karısının ölümünden sonra karanlık, soğuk ve donuk renk kullanmayı tercih etmiştir.



8 Kasım 2012 Perşembe

Kaplumbağa Terbiyecisi




Kaplumbağa Terbiyecisi (1906)

Osman Hamdi Bey'in eserleri arasında Kaplumbağa Terbiyecisi' nin çok özel bir yeri olduğu aşikar.Osman Hamdi Bey' in tabloda ne anlatmak istediği her zaman tartışma konusu olmuş, tabloya birçok yorum yapılmıştır. Bu tablo özellikle ilham kaynağına dair net bilgilerin olmadığı dönemde, geri kalmış bir toplumu çağdaşlaştırmaya çalışan bir aydının yorgun halini anlatmakta. Resmedildiği zamana bakacak olursak kaplumbağaların esin kaynağının, Lale Devri' ndeki Sadabad eğlenceleri sırasında, hava karardıktan sonra sırtlarına mum dikilerek serbest bırakılan kaplumbağalar. Osmanlı döneminde birçok kurumu kurmak ve yönetmek görevini üstlenen Osman Hamdi Bey, tabloda kendini terbiyeci, iş yapış biçimlerine uyum gösteremeyen astlarını da yemeğe ulaşmaya çalışan kaplumbağalar olarak  göstermiş. Kaplumbağaları elindeki ney ve sırtındaki nakkareyi çalarak terbiye etmeye çalışan terbiyeci aslında, değişime direnen bir toplumu sanatla çağdaş seviyeye getirmeye çalışmakta. Neyi üflemeyip arkasında tutması, kaplumbağalar ile temsil edilen halkı eğitme kaygısından vazgeçişini anlatmakta. 

18 Ekim 2012 Perşembe

Van Gogh, Ayçiçekleri


 Van Gogh, Ayçiçekleri 

" Belki bilirsin, şakayık Jeannin' in, gülhatmi Quost' undur; ama ayçiçekleri bana aittir.''
Gogh' un bu sözü bir mektubunda geçmekte. Bu resmi bütün resimlerinden ayrılarak, dünyaca tanınmasını sağlamıştır. Adeta kendisiyle özdeşleştirilmiştir. Ressam sarı zemin üzerine yer yer üç boyutlu hissi veren dokularla, yeşil, sarı, kurumaya yüz tutmuş olan ayçiçeklerini aynı vazoda resmetmiş. Büyük ustalık gerektiren bu resim, özentisiz ve fazla gayret gösterilmeksizin yapılmış gibi bir his uyandırmakta. Bu resimde güneşi takip etmekten düşülen bitkinlik hali var sanki. Ayçiçekleri güneş ışığından sarhoş olmuş gibi. Resimde hem yeşil hem de kurumaya yüz tutmuş hallerini bir arada göstermesi; güneşi takip etmekten güneşin şeklini almalarını ve bu takipte yorgun düşmelerini simgelemekte...
Arkadaşlar sizinle bir etkinlik paylaşmak istiyorum. 
'Van Gogh Alive' Dijital Sanat Sergisi 
16 Ekim 2012- 03 Ocak 2013  Ankara Cer Modern 
Sergi, pazartesi günleri hariç 10:00/ 18:00 saatleri arasında görülebilir.
Bilet satışları  Biletix ve Cer Modern gişelerinden yapılmaktadır.








11 Ekim 2012 Perşembe























Pablo Picasso (Ağlayan Kadın-1937)
Picasso resim sanatına kübizm anlayışını getirmiş, çalışmalarında da bunu bize aktarmıştır. Resimlerinde doğa görünüşlerini geometrik bir parçalamaya tabi tutup, tablo yüzeyini doğa unsurlarından kurtarmış. Ağlayan Kadın adlı eserine baktığımız zaman bu anlayışı rahatlıkla görebiliyoruz. Picasso, bu eseri  Almanların Guernica kasabasını bombalamasıyla resmetmiş.Guernicadaki ağlayan insanlar ve felaket resmedilmiş bu eserde. Çağın konusu olan çekilen acılar burada bir kadın başına sığdırılmış. Resme ilk bakıldığında resim sanatsal ögeleriyle dikkat çekiyor fakat bu resme nasıl bakarsak bakalım ortasında bir acı olarak kullanılan mendilin çok köşeli olması dikkati çekmekte. Kadın umutsuz bir şekilde mendili ısırmış ve gözyaşları mendile doğru akmakta. Acısının şiddetini vurgulamak için mendil resimde bir peçe görevi görmekte. Picasso Almanların saldırısından sonra atölyesinde resmi tamamlamak üzereyken içeri Alman komutan girer ve resme uzunca bakar. Picasso' ya bu resmi sen mi yaptın diye sorar. Picasso' da hayır siz yaptınız yanıtını verir.

10 Ekim 2012 Çarşamba

Rembrandt, "Dr. Nicolaes Tulp'un Anatomi Dersi" (ilk grup portresi 1632)
Rembrandt, Hollanda'nın hatta 17. yüzyıl Avrupa'sının en önemli ressamlarından biri. Bütün resimlerinde ışığı ustaca kullanmış, 'ışık ve gölgenin ustası' olarak tanınmıştır. Cerrahlar Loncası üyelerinin bir anatomi incelemesi için toplandığı bir konferansı anlatan resimde, Dr. Tulp yanındakilerle birlikte kadavrayı incelemekte. Figürlerden birinin elindeki kağıtta orada bulunanların adı yazılı. Resim, bu açıdan tarihsel bir belge niteliği taşımakta. Figürleri ilginç bir düzenleme içinde sunarak,(örneğin bu resimde piramidal şekilde olduğu gibi) doğal bir görünüm kazandırmayı ustalıkla başarmış. Resimde ışık ve gölgeyi çarpıcı bir şekilde kullanmış, ışık ve gölge arasında zıtlıklar yaratıp bireysel ve bütünsel anlamda insan ruhunun ve doğanın tezatlarını bizlere yansıtmış. Resimdeki figürlerin en dikkat çeken tarafı, gözler. Yedi adamın kafasında aynı düşünce olmasına rağmen her birinin reaksiyonu farklı yüz ifadeleri ve hareketler ile resme yansımakta. Resimde ışığın en fazla olduğu yer kadavra ve adamların yüzleridir. Yüzlerinde merakın yarattığı şiddeti ustalıkla yorumlamış Rembrandt.